Willkommen auf den Seiten des Auswärtigen Amts
İnsan hakları, Alman dış politikasının temelidir
Almanya, dünya çapında insan haklarının ısrarlı bir savunucusudur. Çünkü insan haklarına yönelik angajman, yalnızca dış politikamızın temel bir değeri değildir, aynı zamanda Alman çıkarlarına da hizmet eder.
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi
Neredeyse 70 yıl önce, 1948'de dünyanın her yerinden kadın ve erkekler, dünyada daha iyi geniş görüşlülük sağlamak için Paris'te bir araya geldiler. Tüm insanların birey olarak onurlarının korunduğu bir dünya için „İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi“ni kabul ettiler. Beyanname, „insanlık ailesinin bütün üyelerinin doğal yapısındaki onuru ile eşit ve devredilemez haklarının“ olduğundan ve bunlardan herkesin, ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir akide gözetilmeksizin istifade edebileceği yazılıdır. İnsan hakları, sadece insan olma temelinde ve biz insanları birbirimizden ayırt edebilecek özelliklerden tamamen bağımsız olarak her insan için var olmalıdır.
Her insan topluluğunun temeli
Almanya'nın insan haklarına bağlılığı aynı zamanda Alman tarihinin en karanlık döneminden öğrenilen bir derstir. Bu nedenle Alman Anayasası 1. maddesinde, insan onurunu, dokunulmaz ve devredilemez insan haklarını dünyadaki her insan topluluğunun, barışın ve adaletin temeli olarak kabul eder. Yani, Anayasamız yalnızca Almanya'daki insan haklarını güvence altına almakla kalmıyor, aynı zamanda bizi tüm dünyada insan onurunu ve temel özgürlükleri korumak için çalışmaya mecbur ediyor.
Ahlaki yükümlülük ve siyasi çıkar
İnsan haklarını savunmak, uluslararası hukuka göre sadece ahlaki bir yükümlülük değil, aynı zamanda Alman Anayasasına göre de bir yükümlülüktür. İnsan haklarının korunması da Almanya'nın dış politikasının çıkarınadır. Dünyanın dört bir yanındaki örnekler gösteriyor ki, insan haklarının ihlal edildiği yerde uzun vadede barış ve istikrarlı kalkınma olamaz. Korunan özgürlük ve insan onuru, yaratıcılık ve refah için bir motor olduğu da kanıtlanmıştır.
Federal Dışişleri Bakanlığında, Federal Hükümetin İnsan Hakları Politikası ve İnsani Yardımdan Sorumlusu Luise Amtsberg'in (İngilizce'dir) yanı sıra insan hakları ve toplumsal cinsiyet konularına bakan bir bölüm görev yapmaktadır. Birlikte çalışmalarında çok farklı araç kullanıyorlar. Bunlar örneğin, sivil toplum örgütlerine yönelik destek programları, siyasi diyaloglar, kamuya yapılan açıklamalar veya sessiz diplomasidir ve bu araçlar sayesinde birçok ülkede insan hakları durumunu iyileştirilebilmiştir.
Alman Hükümeti'nin insan hakları politikasına ilişkin „BM Güvenlik Konseyi'nde İnsan Haklarıyla İlgili Yoğun Faaliyetler“ başlıklı 14. raporu (İngilizce'dir)
İnsan haklarının en iyi savunucusu aktif bir sivil toplumdur
İnsan haklarının korunması için özellikle önemli olan, olası hak ihlallerini gözeten bir kamuoyudur. Almanya'nın gayretinin özel bir odak noktası olduğu yer burasıdır. Almanya, sivil toplum kuruluşları, dini gruplar, aydınlar ve kendini adamış bireylerle diyalog halinde, dünya çapında aktif ve ilgili sivil toplumlarını teşvik etmektedir. Ne de olsa vatandaşlar devletten bağımsız gruplara ve halka açık forumlara katılabiliyorsa, bu insan haklarının göz ardı edilmesine karşı en iyi güvencelerden biridir.
Taraf Devlet olarak Almanya
Birleşmiş Milletlere üye devletler, BM Şartı ve İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'ne dayanarak, insan haklarının korunması için kapsamlı bir anlaşma sistemi oluşturmuşlardır. Almanya, Birleşmiş Milletlere ait tüm insan hakları sözleşmelerinin ve ek protokollerinin taraf devletidir ve ilgili sözleşmelerden doğan yükümlülüklerin uygulanmasıyla ilgili sözleşme komitelerine düzenli olarak rapor verir.
Avrupa'da da insan haklarının korunması için kurumların yer aldığı yoğun bir ağ vardır. Burada Avrupa Birliği'nin yanı sıra, Avrupa Konseyi ve AGİT’in rolleri önemlidir.